Türkçenin Batı Avrupadaki görünümünü ve son gelişmeleri içeren bu inceleme yazısında, göç sonrası ortaya çıkan toplumsal, kültürel ve dilsel bir değişimin son durumunu sergilemek istiyorum. Bugün Batı Avrupa'da üç milyonun üzerinde Türkçe konuşan bir kitle var ve bu kitlenin bulundukları topluma uyum veya uyumsuzlukları, ekonomik ve sosyal sorunları ve en önemlisi de çocuklarının ana dili eğitimi konusu çok sınırlı bir ölçüde araştırılmış dolayısıyla da çok az çözüm önerileri yapılmıştır (Ergenç, 1993; Boeschoten, 1992; Arayıcı, 1987; Gözaydın, 1984). Ancak yapılan çalışmalar da sorunlar yumağını kısmen sergilemeye çalışmaktan öteye gidememiştir. Bunda Türkiye'deki bilim adamlarının kaynak sorunları, araştırma olanakları ve devlet politikasızlıkları önemli ölçüde rol oynamıştır. Büyük bir göçmen kitlesi kendi hallerine bırakılmış ve sorunlar bir çığ gibi büyümüştür. İkinci kuşak göçmen Türk çocukları hem anadillerini hem de ikinci dili tam olarak edinemedikleri için gittikleri okullarda dilsel yetersizlikleri zeka düzeylerindeki gerilik olarak algılanmış ve özel dil eğitimi vermek yerine çocuklar özürlüler okuluna yerleştirilmişlerdir. Bugün Almanya'da halen 24 000 Türk çocuğu zeka düzeyi düşük öğrenciler için uygulanan özel eğitime tabi tutulmaktadırlar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 1997 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1997Dilbilim Araştırmaları 1997 |
Bu eser
Dergi DOI:10.18492/dad