Bireyin önce yakın aile çevresinden daha sonra ilişkili olduğu çevrelerden öğrendiği,
bilinçaltına inen ve onun toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dil (Aksan 1975:426)
olarak tanımlanan anadilinin önemi yadsınamaz. Anadili, onu kullanan bireyler
arasında oluşturduğu paylaşma duygusu ve sevgi bağlarıyla, toplumsal yaşayış için
çok gerekli olan güven duygusunun da kaynağıdır. Küçük yaşlardan başlayarak
benimsenen anadilinin işleyiş ve kuruluş düzeni, insanın düşünsel yaşamına yön
vermesinin, bir başka deyişle düşünme yeteneğini geliştirebilmesinin önkoşuludur
diyebiliriz. Kişinin sağlıklı düşünmesi, dış evrende olup bitenleri doğru anlaması,
bunlar üzerinde yeni görüşler oluşturması, bu düzeni iyi kavramasına bağlıdır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 1993 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1993Dilbilim Araştırmaları 1993 |
Bu eser
Dergi DOI:10.18492/dad