Dil olgusunun insan beyninin bir işlevi olduğu varsayımı 20. yüzyılda yeniden öne sürüldüğünden beri dilin çeşitli yönleri bu yeni bakış açısıyla ele alınmaya başlandı. Üretici dilbilim (generative linguistics) olarak adlandırılan bu ekolün en önemli yanı daha önceleri öne sürülmüş bir düşünceyi, evrensel dilbilgisi kavramını teste tabi tutulabilecek bir aksiyomlar bütünü haline dönüştürmek ve dilde o güne kadar birbiriyle bağlantısız olduğu düşünülen birtakım olguları birbirine bağlamak oldu.* Yeni varsayımların denendiği ilk iki alan sözdizim ve sesbilimdir ve gerçekten de bu alanlarda yapılan çalışmalar dil bilgimize yeni bir boyut katmıştır (Chomsky 1965, Chomsky and Halle 1968).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 1997 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1997Dilbilim Araştırmaları 1997 |
Bu eser
Dergi DOI:10.18492/dad