Dublinliler, James Joyce’un tüm öykülerinin toplandığı kitaptır. Öyküler,
kendi özledikleri hayatları yaşamak ve tasarılarını gerçekleştirmek yeteneğinden
yoksun çeşitli kişilerin portrelerini çizer. Bu insanların tümü neredeyse garip bir
felce uğramış gibi hareket etme yeteneğinden yoksundurlar. Paylaştıkları ortak yazgı
Dublinli olmaktır ve sanki bu kent onları manevi bir tutsaklığın pençesinde kıskıvrak
bağlamıştır. Dublin onları pısırık, korkak ve iki yüzlü insanlara dönüştüren bir
karabasan kentidir. Bu öykülerin temasının AHLAKİ BİR ÇÖKÜNTÜ İÇİNDE
BULUNAN BİR AVRUPA BAŞKENTİ OLAN DUBLİN olduğu konusunda
eleştirmenler birleşmektedirler. Joyce’un İngiliz yayımcısı Grant Richards’a
Trieste’den yazdığı mektuplardan, zaten onun okuyucusuna iletmek istediği iletinin
bu olduğunu kesin olarak biliyoruz (Ellman, 1966). O halde Joyce ve okuyucusu
arasında gerçekleşen başarılı bir iletişim ediminden söz edilebilir. Ancak Joyce’un
hedeflediği anlamın bu olduğunu bilmemiz, hatta onun bu öyküleri “titizlikle
kotarılmış bir art niyetli üslup” içinde yazmış olduğunu ileri sürmesi bile bu kitabın
eleştirmen/okuyucu üstünde yaptığı etkiyi açıklamaya yetmiyor. Çünkü Peake’nin
(1980: 7) ileri sürdüğü gibi bu öykülerde “art niyetli bir üslup” bir yana bir üslup
bütünlüğünden bile söz etmek güç olmaktadır. Öyleki, 1950’lerde D u b lin lile r
üzerine yazan bir dizi eleştirmen, kitabı oluşturan 15 öyküyü gevşek yapılı ve
episodik bulmuşlar ve daha da ileri giderek onları “önemsiz” bulmuşlardır.
Journal Section | Research Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 1, 1998 |
Published in Issue | Year 1998Dilbilim Araştırmaları 1998 |
This work is licensed under a
Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 (CC BY-NC-ND) International License.
Journal DOI: 10.18492/dad